25 Eylül 2014 Perşembe

Montessori Eğitim Sistemi

Montessori eğitimi İtalyan bir doktor ve eğitimci olan Maria Montessori tarafından geliştirilen ve serbestlik, sınırlar içinde özgürlük ile bir çocuğun doğal psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimine verdiği önem ile tanımlanan bir eğitim yaklaşımıdır.
Montessori’ye göre çocuklar yetişkinlerden tamamen farklı bir biçimde öğrenir, düşünür ve algılarlar. Bu nedenle çocuğu yetişkinin eksik bir örneği olarak görmeye çalışarak eğitim vermek, binlerce yıldır yapılmakta olan bir hatayı sürdürmekten başka bir anlama gelmez. Çocukların kendilerine has ihtiyaçları ve hakları vardır. Yetişkinin çocuğun gelişim sürecinde yapabileceği tek şey çocuğun önündeki engelleri kaldırmak ve onun ihtiyaçlarını karşılamaktır. Eğitim, çocuğun kendi kendini inşa ettiği bu dönemde sahip olabileceği deneyimleri zenginleştirmek ve ilerleme yönünde tecrübeler sunabilmektir.
Montessori Yöntemi iki temel gelişim süreci belirlemiştir: bu süreçlerden birincisi doğumdan altı yaşa kadar olan, ikincisi ise altı yaştan on iki yaşa kadar olan süredir. İlk altı yaşa kadar çocukların bulunduğu bir Montessori sınıfına “çocukların yuvası” anlamına gelen “casa dei bambini” denir. Çocukların yuvasında çocuklar bireysel öğrenme biçimleri ve hızlarına göre öğrenir ve gelişirler. İkinci gelişim sürecindeki eğitime Montessori “kozmik eğitim” der. Bu eğitim sürecinde çocuk dünyayı ve yaşamı kendisiyle beraber bir bütün olarak anlar.
Gelişimin ilk evresi yoğunluklu olarak bireysel deneyimlere dayanır çünkü gelişim bireysel bir süreçtir. Çocuk, beyninin ve kişiliğinin çok büyük bir kısmını bu dönemde inşa eder. Bu evrede çocuklara geleneksel eğitimde olduğu gibi eğitmen tarafından belirlenen bir içerik ve eğitmenin belirlediği bir hıza göre eğitim alırlarsa, bu koşullar çocuğun gelişimini fakirleştirmekten başka bir işe yaramaz. Fakat dikkat edilmelidir ki bu durum çocukların tamamen bireysel bir eğitim aldıkları anlamına gelmez, çocuklar farklı yaşlar ve farklı becerilerdeki arkadaşlarıyla özgürce ilişki kurabilecekleri bir çevre içinde ilk toplum deneyimlerini de alırlar.
Diğer eğitim yöntemlerinden tamamen farklı olarak Montessori Yöntemi çocuğun bağımsızlığını ve özgürlüğünü, sınırlar ve sorumluluklar içerisinde destekler.
Bu, başka eğitim sistemleriyle karşılaştırıldığında çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde, kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği kendi eylemleri sonucu hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir.
Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.
Maria Montessori bunu açıkça şu şekilde ifade etmektedir: “Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”
  • Çocuk, özeldir, tektir.
  • Kendine has bir varlıktır.
  • Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, gelecekte yetiştireceği kişi modelini biçimlendirir.
  • “Çocuk, insanların mimarıdır.” Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
  • Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
  • Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
  • Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar.
  • Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
  • Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
  • Hayatın ilk altı yılı yaşamın daha sonraki yıllarıyla kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Çocuk yetişkinliğinde kullanacağı hayat becerilerinin büyük bir kısmını bu ilk altı yılda inşa eder. En önemlisi çocuğun bilgiyi alma ve işleme becerisi bu dönemde çok yüksektir ve en verimli şekilde değerlendirilmesi gerekir.
  • İlk altı yaşta çocuklara sözel olarak bilgi iletilmesi yararsız bir çabadır. Çocuklar bu dönemde bilgiyi mutlak surette yaparak ve yaşayarak alırlar. Sorun bilgiyi alma ve değerlendirme sürecinin çocuğa nasıl yaşatılabileceğidir. Montessori araçları çocuğun bilgiyi yaşayarak keşfedebilmesini sağlar çünkü artık bilgi, sözel ve soyut değil ama çocuğun eliyle işleyebileceği somut bir biçimdedir.
  • Bağımsız sorun çözme becerilerinin gelişmesi desteklenir ve çocukların kendi ayakları üstünde durabilmeleri cesaretlendirilir.
Kaynakça:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder